Közlenmiş bütün sebzelere bayılıyorum ama kırmızı biber ve domatesin yeri tabi ki ayrı. Bu çorbayı ilk Maraş'ta yöresel bir restoranda içmiştim. En az 10 yıl olmuştur. Sonra annem evde denedi ve o zamandan sonra evimizin en sevilen çorbalarından biri oldu.
Ben çok çorba arayan biri değilimdir ama bu günlerde canım o kadar sıkkın ki normalde moralim bozulunca direkt yemeğe yönelen ben artık yemek yemek bile istemiyorum. Ne yesem ağır geliyor gibime geliyor. Sebebi ise malum, Gezi Parkı Eylemlerinin geldiği nokta. Sorun eylemcilerde veya parkta değil, sorun hala hükümetin dürüst olamamasında ve iftiralar ve yalanlarla insanları kandırmaya çalışmasında. Ah! bir de medya var tabi ki. Daha doğrusu artık medya yok. Kanallar işlerine geldiği gibi yayın yapıp, çıkarlarına göre montajlıyorlar. Orijinali çok farklı olan görüntüleri öyel kesip biçiyorlar ki ben orda olmasan inanacağım söyledikelrine. Neyse hal böyleyken, hafif bir şeyler yiyeyim bare dedim ve aklıma domates çorbası geldi.
Közlenmiş domates çorbasının nasıl yapıldığını zaten biliyordum ama yine de annemi arayo sordum.
Babamın bahçeden getirdiği minik ama tatlı ve lezzetli domatesleri kullandım ben. O kadar tatlılardı ki diğer domatesle yapasım gelmedi. Benim domatesler çok ufak olduğu için biraz kabuk olayı uğraştırıcı oldu ama siz normal domatesle yaparsanız gayet kolay bir tarif.
Ben mor soğanı çok sevdiğim için mor soğan kullandım, size de onu tavsiye ediyorum ama yoksa beyaz normal soğanla da olur tabi ki.
Fırında közlenen sebzelerle yapılan bir çorba bu ama annem mangal yapıldığı zaman bolca domates közleyip öyle de yapardı ki onun tadı bambaşka oluyor. Varsa evinizde en azından fırın yerine elektronik mangalla yapın közleme işini.
Domates çorbasını genelde kaşarla sunarlar ama ben o olayı hiç sevmediğim için uzak dururum. Tarifi denemeden önce netten de bir araştırmıştım ve Cafe Fernando'da annemin yaptığının aynısını görünce içim rahat şekilde denedim. Sadece annem kırmızı biber ekliyor ve şeker koymuyor. Ben de domatesler zaten çok tatlı olduğu için eklemedim. Cafe Fernando'da Cenk Sönmezsoy da kaşarlı çorba sevmediği için keçi peyniri ile sunmayı önermiş ama ben bu çorbayı hep isli çerkes peyniri ve bir parça kızarmış ekmekle yediğim için yine öyle yaptım. Burdan Cenk Sönmezsoy'un tarifine de ulaşabilirsiniz.
KÖZLENMİŞ DOMATES ÇORBASI
Malzemeler:
- 1 kg domates
- 1 kırmızı biber
- 2 su bardağı kaynar su
- 1 tane orta boy mor soğan
- 1 diş sarımsak
- 3 çorba kaşığı zeytinyağı
- tuz
- karabiber
- varsa taze kekik
- 1 tatlı kaşığı toz şeker (benim domatesler çok tatlı olduğu için fazladan şeker kullanmadım)
Hazırlanışı:
Domatesleri ortadan ikiye bölün ve iç kısımları dışarıya bakacak şekilde fırında közleyeceğiniz tepsiye dizin.
Kırmızı biberi ikiye kesin ve domateslerin yanına dizin.
Soğanı 1 parmak kalınlığında enlemesine dilinleyin ve domateslerin üzerine dizin.
Sarımsağı doğramadan bütün olarak tepsinin bir kenarına koyun.
Malzemelerin üzerine kekikleri serpin ve zeytinyağını gezdirin. Tuzunu ve şekeri serpip fırına verin ve 200Cde 30 dakika kadar üzerleri kızarana kadar pişirin.
Kızarmış malzemeleri ve biber ile domatesleri kabuklarından ayırıp tencereye alın ve 1 su bardağı kaynar suyu ekleyip blenderla püre haline gelene kadar ezin. Daha sonra kalan 1 su bardağı suyu da ekleyip tekrar blenderdan geçirip bir taşım kaynatın.
Çorbanız hazır, afiyet olsun.
